SEVGİLİ THOMAS

Film Hakkında

“Yaşadığım yerde ölmek istemiyorum”. Bu anahtar cümle filmin başkarakterinin çatışmasını da sergiliyor. Zaten söz konusu alıntı onun, yani Thomas Brasch’ın bir şiirinden. Brasch çok yetenekli bir yazar olduğu gibi, mevcut koşullardan kolaylıkla memnun olmayan bir kişiliktir. Prag baharının bastırılmasını tüm gücüyle protesto ettiği ve bu yüzden hapse girdiği Doğu Almanya’da da, sadık bir partili olan ve yeni cumhuriyeti savunmak uğruna kendi oğlunu ihbar eden babasıyla sürekli çatıştığı aile evinde de muhaliftir. Ancak daha sonra Batı Almanya’ya yerleştiğinde de durum değişmez. Burada bir yazar ve film yönetmeni olarak çabucak büyük başarı kazanır ama kapitalizmin pırıltılı dünyasında kendini asla evinde hissetmez. Brasch, radikal şekilde genelgeçer kuralların dışında kaldığı için, belki toplumu hep kışkırtır ama genç yaşta öldüğünde de -döneminde bir benzeri olmayacak şekilde- insanları hem sarsan hem de onlara dokunan bir miras bırakır.
Deneyimli yönetmen Andreas Kleinert, yeni filminde seyirciye isyankâr bir sanatçının etkileyici portresini sunuyor. Ancak Anke Leweke’nin Deutschlandfunk Kultur’daki eleştirisinde belirttiği gibi, alışıldık bir biyografi değil bu: “Filmin Brasch’ı anlamak gibi bir çabası yok. Onun yerine sanatçıyla beraber bir arayışa çıkıyor ve bu arayışın asla bitmeyeceğini de pekâlâ biliyor.” Brasch’ın aynı şiirinden bir diğer alıntıyla noktalarsak: “Kalmak istiyorum asla olmadığım yerde.”

Andreas Kleinert