PİLOTUN KARISI

Film Hakkında

Çok iyi tanıdığınızı sandığınız eşinizin giderek kaybolup gitmesi nasıl bir histir? Ya da yaklaşan felaket nedeniyle endişeye kapılmak ama bir çıkış yolu bulamamak… 1990’lı yılların ortalarında başlayan Pilotun Karısı’nın başkarakteri Aslı Türk asıllı bir Alman. Tanışır tanışmaz cazibesine kapıldığı ve âşık olduğu Said ise Lübnanlı bir göçmen. Ailelerinden gizlice evlenen gençler asla ayrılmayacakları ve birbirlerinin sırlarını saklayacaklarına söz verirler. Her şey müthiş romantik bir ilişkinin başlangıcına işaret etmektedir ama olaylar farklı gelişir. Anne Zohra Berrached, ilk gösterimi bu yıl Berlinale’de Panorama bölümünde gerçekleşen yeni filmini şöyle anlatıyor: “Sevdiğin erkeğin bir yabancıya dönüşmekte olduğunu fark ettiğinde ortaya çıkan insani dram ilgimi çekti… Sonuçta şöyle bir soruyla karşı karşıya kalıyor insan; bir gerçeği anlamadığın ya da anlamak istemediğin için suçlu sayılabilir misin? İşin aslını gerçekten bilebilir miydin?” Said giderek daha sık ve uzun aralıklarla ortadan kaybolmaya başladıkça, Aslı kendi çevresinin ve Said’in Lübnan’daki ailesinin şüpheci sorularıyla baş başa kalır. Tüm korkularına ve ilişkilerindeki belirsizliklere rağmen Aslı sevdiği adamla ortak bir geleceği olduğuna, aşkın onları kurtaracağına inancını yitirmez. Fakat Said tüm dünyayı değiştirecek bir karar alır.

Film eleştirmeni Martin Schwickert Pilotun Karısı’nı hikâyesini hiç taviz vermeden kadın başkarakterin bakış açısından anlatması nedeniyle övüyor ve Berrached’in mahrem bir ilişkiyi toplumsal bir travmayla ilişkilendirdiğine dikkat çekiyor.

Anne Zohra Berrached