BUZAĞILARIN ORDA KİMSE YOK

Film Hakkında

B erlin veya Hamburg’da yaşayan tuzu kuru şehirliler köyde huzurlu bir hayatın özlemini çeker ve taşrada ıssız bir avlunun hayalini kurarken, Sabrina Sarabi’nin Alina Herbing’in aynı adlı romanından uyarladığı filmi bize bambaşka bir gerçekliği gösteriyor. Kırlar uçsuz bucaksız ve manzara da rüya gibi gözükebilir ama orada yaşayan insanlar için hayat engelleyici ve bunaltıcıdır. Christine de uzun süredir beraber olduğu erkek arkadaşı ve bir sürü inekle beraber böyle ücra bir köyde yaşar. Burada ne farklı bir bakış açısına yer vardır ne de aşka da ama alkol su gibi tüketilir. Sürekli inekler möler, sinekler vızıldar, ahırdaki koku ise tahmin etmenin zor olmayacağı gibi tahammülü zorlar. İnsanları âdeta felce uğratan bu atmosferle ilgili, filmin ödüllü başrol oyuncusu Saskia Rosendahl şunları söylüyor: “İçinizden Christine’ye sürekli git artık oradan, haydi çek git diyorsunuz ama bir yandan da bunu yapamadığını görüyorsunuz.” Evet, belki buradan bir çıkış yolu gözükmüyor ama Christine’ye güç veren bir özelliği de var; genç kadının kanı kaynıyor. Bu erkek dünyasında önüne çıkan tek ihtimalse ne yazık ki baştan çıkarma. Fakat hayır, Christine’ye erkekler yardım etmeyecek. Eğer kurtulacaksa bunu yalnız başaracak.

Film eleştirmeni Giorgia Del Don Buzağıların Orda Kimse Yok için şöyle diyor: “Sabrina Sarabi gerçekçi ve kesin bir bakışla, görünüşte uyuyan ama içten içe kaynayan bir dünyayı mercek altına alıyor. Kalkınmanın unuttuğu insanların yaşadığı bir dünya burası. Kendilerine ucuz içkiden başka sunacak hiçbir şeyi kalmamış bir sisteme başkaldıran gençlerin dünyası.”

Sabrina Sarabi